KADIN BİR ERKEĞİ DOĞURMAK İSTEMEDİĞİ AN SANİYEDE YOK EDER.

11047913_794164404033696_9029466103096164740_n

Bugün haber başlıklarını dolaşırken bir başlıkla karşılaştım…
“Türkiye Aysun Altay’a ağlıyor” diyordu başlıkta..Haberin alt kısımlarını okudukça şöyle bir derin nefes aldım.Ne tarafa baksam her yer tecavüz,kadına şiddet,ölüm vs.
Nasıl bu hale geldik aslında biliyorum da bilmiyorum..
Bu son yıllarda gördüğüm duyduğum ne kadar kadına şiddet,tecavüz konusu varsa sanki bu konularda adım adım boyut değiştiriyoruz gibi geliyor bana.Bu kadar eğitim seminerleri verilirken,ailede çocuğun ve kadının önemi vurgulanırken,insanlar daha iyiye gideceği yerde daha kötü davranışlarda,şiddette kendilerini gösterir oldular. Sanki bütün bu olanlar yeryüzünde kendini koruyabilecek tek bir kadın yokmuş gibi bir algı bırakıyor insanda …

Rahmetli Duygu Asena ruhu şad olsun,bir zamanlar “Kadının Adı Yok” adlı bir kitap yazmıştı.Çokta haklı çıktı.
Eskiden bu gibi mevzuları eğitimsizliğe bağlardık..Özellikle denilirdi ki doğuda kadınlar aşağılanıyor,darp ediliyor,kadının yatakta da,hayatta da kıymeti yok,bir genç kız birine aşık olduğu zaman aile ve akrabaları tarafından töre kararı ölüm bileti kesiliyor derdik,tuhafımıza giderdi insanlık dışı görürdük.
Aslında bunun ne doğuda yaşamayla nede batılı olmayla alakası yokmuş.Kırsal kesimde yaşamakla metropol de olmakla da hiç alakası yokmuş..
Eğitim eksikliğine bağlardık,eğitim eksikliğiyle de alakası yokmuş malesef.
Ne eğitimli insanlar gördük şiddet kahramanları olarak..
Bu konuda 20 yıldan fazladır insanlarımıza eğitim verilmekte olmasına rağmen daha çok şiddet gören kadınlarımız,daha çok şiddet gösteren erkeklerimiz olmaya başladı.Daha çok istismara uğrayanımız olmaya başladı.
Öncelere bakarsak geleneklerimize göre önceden öğretilirdi,aile arasındaki mevzulara kimse karışamaz denilirdi.
Kocasıdır,abisidir döver de sever de,saçını tutup sokaktan eve de götürebilir de.Gördüğünüz yerde sakın karışmayın denilirdi.Başlıca hata zaten burada değil mi ?
Aklım almıyor hem dövüp hem sevme yetkisi alan adam tecavüzde eder öldürür de..
Bu nasıl bir teslimiyettir ?
Bugün kadınların ve kızların toplumdaki durumlarına baktığımda,erkeklerin söylemlerine,işlevlerine baktığımda Duygu Asena’ya hak vermemek elde değil..
Biz kadınların kişisel özgürlüklerine sahip olabilmesi için bir ülkemi kurması gerekiyor ?.
Yada örgütlenmesi mi gerekiyor ?
Savaşması mı gerekiyor?
Bize erkekler dokunmasa bizim korunmaya sahiplenilmeye hiçte ihtiyacımız yok aslında.
Pavyonlara erkekler tarafından satılan,sosyal evlerde çalıştırılan küçük kadınlardan zaten hiç bahsetmeyeceğim..
çocuk gelinlerden hiç hiç bahsetmeyeceğim.

Ülkemizde ki özgürlük kavramı,kişisel özgürlük kavramı aslında sadece erkekler için varmış.Şu yaşanılanlara bakınca Duygu Asena’nın kitabının da mahkeme kararıyla 1988’de neden yasaklandığını da anlamış bulunuyorum.
Duygu Asena’nın o zamanki bilinçlendiriş ve uyandırış biçimi biz kadınlar için tehlikeli bulunduğu için yasaklanmış,bunu anlıyorum.
Unutulmasın ki ;devleti yönetenlerde erkek egemenliğince kutsanmış yetkililerdir..
Bunları okuyan erkekler kusura bakmasınlar..Bakıyorlarsa da keyifleri bilir.
Şöyle bakarsanız gelmiş geçmiş savaş hikayelerinin kahramanları hep erkektir.Savaşı erkekler çıkartır.Hiç gördünüz mü doğada herhangi bir hayvanın bir kadının tuzağına düşüp zarar gördüğünü.Erkekler doğadaki canlıyı yaşam hakkını elinden alarak avlar ve yer..Tıpkı dişi canlılara yaptığı gibi..
Kimse bana feminist misin de bunları yazıyorsun demesin.
Topluma zarar veren yanlışları irdelemek bugün feministlik değildir artık.
Zihnimde geçmişten bu yana şahit olduğum saklanmış o kadar tecavüz vakası ve insan hayatları var ki toplum bunların hiç birini bilmedi,duymadı,yüzleşmedi.Hiç birini henüz daha yazmadım..Ama hepsi için oturup ağladım.Çünkü ağlamaktan başka yapabileceğim hiç bir şey yoktu.
Eminim benim gibi daha bir çok kişininde çevresinde şahit olup içinde sır olarak sakladığı hayatlar vardır.
Şimdikiler gibi medyaya,yada sosyal medyaya düşmedi o hayatlar.
Bazen tanıdıklarımda şahit olduğum vakaları ara sıra anımsadıkça ağlayıp buhranlara giriyor nöbetleniyorum.Bu konularda sivri çıkışlı yazılar yazdığım zaman en yakınımdaki dostum dediklerim şaşırıp kalınca bana “hayırdır sen küçükken tecavüze falan mı uğradın” diyorlardı.Susardım..Anlat derlerdi anlatamazdım..
Evet duyarlı ruhum tecavüze uğradı benim ve halada gördüklerimle uğramaya devam ediyor işte.
Ruhu tecavüze uğramış bir kadınım ben artık ve eminim sizlerde şimdilerde benden farklı değilsiniz.
“Gittikçe büyüyen kötülükler,gittikçe canileşen bir dünya,rahat gezemediğimiz sokaklar,rahat konuşamadığımız yerler,hep sustuklarımız,sustukça içimizde büyüyen hayallerimiz,dışa vuramadığımız,umudumuz hepsi gün geçtikçe dibe vuruyor,gittikçe nefes alamaz hale geldik.
Her kadın eziliyor,dövülüyor.Bitsin artık dedikçe dahada çoğalıyor”…diyen benim gibi kadınların sayısı bu ülkede çoğaldı.
Gazetede Aysun Altay vakasını okurken,vatandaşlardan bir genç kızımızın şöyle bir isyanına tanık oldum..

“Temiz kalmak için ölmesi gerekmiyordu ! İyice arsızlaştı memleket,ne bacı,ne ana,ne baldız,ne yengeyi bilmez oldular !!!
Erkek çocuklarınızı ya düzgün eğitin yada eğitemeyecek iseniz çocukluktan öldürün !!!
Biz kadınları siz bu kadar cani yaptınız ! Kadınlar özgür olsun diye illa erkeklere ölüm mü istemeli ?”

Bu kızcağızı oldukça da haklı buluyorum bu isyansal sorgusunda..
Buna yanıt verebilecek olanlarınız var mı ?

Ve gözümden kaçmayan bir başka husus daha var.
Özgecan da olduğu gibi,Cansu da olduğu gibi,Aylada da bazı erkekler olanlara tepkilerini dile getiriyorlardı,kendi cinslerine lanet ediyorlardı.Erkek oldukları için utanıyorlardı.Bir kadınımızı daha koruyamadık diyorlardı.
Korumayın zaten kardeşim dokunmazsanız zaten korunmaya da muhtaç kalmayız !!
Biz kendimizi sizlerden nasıl koruyacağız ona bir çözüm düşünün !!

Mor çatımız var değil mi..Var tabi ne çatı ama..Mor çatının da çatısını başımıza geçiriyorsunuz.
Mor çatıya sığınmış ,şiddetinizden kurtulup yaşamaya çalışan kadınlarımızı tövbeler edip “bir daha yapmayacağım seni çok seviyorum” diyerek kandırıp cehenneme götürüyor öldürüyorsunuz.
Siz kimsiniz beee!!
Siz kimsiniz kadın tarafından yaşama hakkına sahip olan canlılarsınız.
Kadının rahminde can kazanıp dünyaya gelensiniz.
Kadın bu dünyada rahat yüzü görmek için rahminde mi boğup öldürmeli sizi ?
Canilik savaşı buysa kadın bir erkeği doğurmak istemediği an saniyede yok eder..
Midem bulanıyor artık,başımın damarları ağrıyor,temcit pilavı gibi her kadına şiddet,her tecavüz ve istismar vakasında aynı şeylerin konuşulmasından bıktım.
Birbirinizi lanetlemelerinizden bıktım.Kendinizi ayıklayıp bir diğerinin sapıklığını deşifre etmenizden bıktım.
Erkekler önce aşkı kirlettiler, sonra arkadaşlığa ve dostluğa leke düşürdüler.
Şimdi ise kardeşliği ve abiliği bitirdiler.Bazı erkekler bu sözüme alınıp ta hepimiz aynı değiliz derseler kusura bakmayın aynı değilseniz o zaman erkekliğin yüz karasını beslemeyeceksiniz..
Aslında kadınlar bugüne dek gerçekleri saklamış olmasalar da anlatmış olsalardı,erkeğin aynada ki görüntüsü inanın küçülürdü.Ve erkek kendisinden nefret ederdi.Erkek kendisiyle yüzleşmek istemediği için görüldüğü gibi ya kaba kuvvete başvuruyor,yada bir şekilde susturuyor..
Şiddet gören tecavüze uğrayan,istismara uğrayan dişi yaratıklar tecavüzcülerinin krallıkları ve egemenliklerinin baskısı altında susturulmaya devam ediliyor.
Çoğu ya boyun büküyor yada intiharı seçiyor..Boyun bükmeyen ve susmayan ise katlediliyor.
Daha dünden önceki zamanlarda MERSİN’in Tarsus İlçesi’nde cinayete kurban giden Çağ Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğrencisi 20 yaşındaki Özgecan Aslan’a yaşatılanları hazmedememiş,kadın erkek hepimiz buna karşı tepki gösterirken, bugün 22 yaşındaki Aysun Altay adlı genç kızımızın abisi tarafından tecavüze uğradığı için,hayatına son vermiş durumda olduğuna şahit oluyoruz.Sorgulamamız gerekiyor.Aysun Altay vakası tecavüzle beraber ensest ilişki dosyasını da getiriyor önümüze.
Eminim ensest dosyasını okuyunca da bu insanlardan bahsederken hepiniz kendinizi kenara çekip konu kahramanlarını ruh hastası olarak etiketliyorsunuzdur.
Bizim toplumsal davranış bozukluğumuz da budur işte malesef.
Sadece lekeleriz,etiketleriz fişleriz.Ötesinde bir hamle olmaz.Yaşamaya hakkı olanları yaşatmayız öldürürüz,yaşamaya hakkı olmayanları ise besler yaşatırız.
Özgecan ve Ayla vakasındaki kahramanlarımızın biri gördüğünüz gibi dışarıdan bir erkek,biride aile içinden bir erkek..İşin aslına bakarsanız şiddet ve istismar hikayelerindeki baş kötü karakter ,baskın taraf olan hep erkek..
Sosyal medyayı her ne kadar zararlı bulsalar da toplum bugün aslında sosyal medya sayesinde kendisiyle çok çetin bir şekilde yüzleşiyor.Sosyal medya sayesinde artık herkes her şeye şahit oluyor.
tecavuz-ettigi-kizindan-dogan-bebekleri-kopeklere-atti-5903166
Biraz önce bir haber başlığı daha okudum,
Antalya da tecavüz ettiği kızından doğan bir baba bebekleri köpeklere attı..
Haber aynen şöyle ;
“Tecavüz ettiği kızından doğan bebekleri köpeklere attı
ANTALYA’da kızı H.E.’ye 6 yıl boyunca tecavüz ettiği iddiasıyla tutuklu Ekrem E. ile tutuksuz yargılanan eşi Cemile E. hakkında, kızından doğan iki bebeği öldürmek suçundan ’ağırlaştırılmış ömür boyu hapis’ istemiyle açılan davanın görülmesine başlandı. Mağdure H.E.’nin avukatı Serap Ertuğrul, doğan bebeklerin köpeklerin yoğun olduğu bir araziye bırakıldığını belirterek, hayvanlar tarafından yenildiğini iddia etti.”

Buyurun işte bu nasıl bir mide bulandırıcı bir durum.
Sıtkımı sıyıracağım..

Erkekler her zaman ailelerindeki kadın ve kızları dışarıdaki erkeklerden korumakla görevli hissederlerdi kendilerini.Nedeni belli çünkü erkekler asla kendi cinslerine güvenmezlerdi.Biz kadınlar nasıl bir kuyunun içindeyiz anlıyor iken anlamak istemediğim yerdeyim.
Bir toplumda bir erkeğin cinsel organı bu kadar korku yaratan,tiksindirebilecek bir silah halini alabiliyorsa orada sağlıklı düşünen bir birey,sağlıklı düşünen bir aile ve sağlıklı bir toplum göremezsiniz.
Bu tehlikenin kimse farkında değil.Gazetelere manşet olan haberlerde ki konulara ahlar vahlar döşemekten kınamaktan öteye gidebildiğimiz yok bizim.Bir kaç gün sonra buda unutulur.
Biz toplumda kadının can güvenliği yok derken kadın evinin içinde de güvende değil gördüğünüz gibi.
Yoksa erkek,cinsel organını korku yaratmak ve bir silah olarak kullanmayı seçtiği için mi bütün bunlar oluyor ?
İnanın kafam karman çorman oldu neresinden bakıp yazacağımı şaşırır oldum artık.
Aslında bir gidip kusup gelsem iyi olacağım.
Evet nefes alıp devam ediyorum..

Özgecan vakasında da gördük ki “orada ne işi varmış” diyenlerden tutunda bu gibi vakalarda hep kadın kısmına suç yapıştırarak günah yüklemeyi seçti bu toplum..Bizler bunları da duyduk,okuduk.
Aysun Altay’a bakıyoruz tecavüzcüsü kendi ana rahminden gelmiş,aynı kanı taşıyan öz kardeş.
Ve tecavüzcüsüyle aynı evde yaşamak zorunda kalıyor oda mecburiyetten yaşam şartları gereğince.

Ha sanmayın bu ülkemizde ilk yaşanan bir olay falan diye düşünmeyin.
Öz babasından tecavüze uğrayan kızlarımız olmadı mı ?
Köylerde olduğu kadar metropol de daha fazla oldu.
Geçmişte de oldu ve hala olmaya devam ediyor işte..
Abilerinden tecavüze uğrayıp hamile kalıp doğuranlar yok mu ?
Aileler ne yaptı ?
Gördüğünüz gibi susmayanların tecavüzcüleri ceza alsa da yaşamaya devam ediyorlar.
Susturulanların ki ise yol aldı..
Bir çok aile ise kızlarının doğurduklarını nüfuslarına alarak hayata devam ettiklerini sandılar.
Ve hiç kimseler bilmedi ve duymadı, sözde çok ahlaklı aileler olarak yaşayıp gittiler,sizlerin kızlarının giyimine,kuşamına karışıp ahlak dersi vermeye başladılar.
Dışlanma belasına her zaman küçük kızlarını susturdular,oğulcuklarının yada kocalarının ayıbını örttüler.
Peki niçin ?
Hep bu toplumda yalnız başına yaşayamayıp maddi anlamda hayatı göğüsleyemeyeceklerini düşündükleri için..
Peki devlet ne yaptı ?
Yani demem o ki bu vakalar hep vardı ama bugünkü gibi ortaya çıkmazdı.Anne ekonomik bağımsızlığı olmadığı için ses çıkaramazdı.Tecavüze uğrayanın zaten hiç konuşma hakkı yok.Konuşursa çünkü yaşayacak,gidecek bir yeri yok.
Perde arkasında ise bir ailenin tecavüze uğrayan kızı bir kenara çekilmiş,hayatı nasıl göğüsleyeceğini düşünürken,dışlanma korkusuyla susarken,ölümle kalım arası gidip gelirken,aile tecavüzcü oğlunu başka bir ailenin kızıyla evlendirir ve oğlu soyunu üretecektir ya hani gurur duyar oğlunun penisiyle..
Ve bilinmez o penisle yeni tecavüzcüler üreyecektir yeryüzüne..
Oğlunun bu hayasızlığından kimseye bahsetmez bir aile.
İyide neden!!
Ama kızlarına bir başkasının oğlu aşık olursa kızını en baş orospu ilan eder.
O kız abisi tarafından dövülmeyi hak etmiştir.Arsızdır hani namuslarına leke getirecek düşüncesiyle o kızın hayatını kısıtlarlar.Onun edebini yırtan,hayasının ırzına geçen erkek ,sırf dışarıdan geç geldi diye ,bir akşam yine bir abilik makamıyla ona terbiye verecektir.Bu terbiye nasıl veriliyor onuda gördük işte.Ya dayak ile yada tecavüz ile..
Bırakın Allah aşkına eli çükünü sıvazlayan,sırf mini etek giydi diye onun bunun karısının kızının kalçasına bakıp eve geldiğinde kendi ailesindeki karısını kızını dışarıdaki adamlardan kıskanan adamlara abi diyoruz,baba diyoruz,koca diyoruz biz..
Edepten yoksun olanın edep dersi verdiği nerede görülmüş.
Böyle fanusta kalmış sesi çıkmayan nice yaşamlar var biliyor musunuz siz ?
Fanusu kırıp okuyarak hayatını kurtaracağını sanan kızlar dışarıda da yine güvende değiller malesef.
Bu toplumda denize düşüp yılana sarılarak yaşamayı tercih edenleri de gördük.
Erkek her yerde harcadı kadını.Ve fahişe yaptı.
Ve ben karanlık çöktüğünde evinin yoluna gitmek istemeyen nice kızlar tanıyorum.
Şimdi Aysun kalbine sıktığı kurşunla kalbini susturdu.
Aslında susturulan nice kızların kadınların yeryüzüne yankılanan sesi oldu.
Şimdi artık her şey ortaya çıktı.
Peki toplum ne yaptı ?
Sadece lanetliyor,küfrediyor,isyan ediyor..
Bu ülkede abi tecavüz eder,
Baba zorla evlendirir,
Sevgili öldürür,
Devlet “kadınsın sus” der.
Kısacası zordur Türkiye’de kadın olmak..

Cansel Işık/Manyakaşkıngelini

Facebook'ta Paylaş

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir