Kategori arşivi: Uncategorized

Lilith’i Egosu ile İblise Kaptıran Adem

Türk mitolojisinde ki tanrı ve tanrıçalara baktım da bu mitolojileri kim bu kadar zekice isimlendirerek şekillendirerek yazmış çok merak ediyorum.Türk mitolojisinde o kadar Asena’nın,Kartal Ananın yanında birde Al karısı(Al bastı) var,sonra Ademin Havva’dan önceki eşi Lilith’e bakıyorsun tarif aynı.Sonra halk arasında metafizik hastalıklara neden olan, insanlara faydalı olacak ya da bir önder bir bilim adamı olup insanlığı geliştirecek parlak insanların ve ilmi olarak soylu kişilerin çocuklarına torunlarına zarar veren ümmü sübyana bakıyorsun tarif aynı. Sümer inancında da aynı model Lamaştu diye geçiyor. Yine Mısır mitolojisinde de kötü tanrıçalardan biri olarak anılıyor. Doğmamış ve yeni doğmuş çocuklarla besleniyor şeklinde yansıtılıyor.Antik Yunanda ise Medusa ismi ile geçiyor.Yunan mitolojisinde adının mitolojik anlamı engerek olan,belden aşağısı yılan olan Ekhidna da aynı öyküye sahiptir.. Ekhidna’nın analığından da aynı şekilde bahsedilmesi de oldukça ilginçtir.Ekhidna Typhonla birleştiğinde yeryüzündeki en korkunç köpek ve canavarları doğurduğu anlatılır.Tıpkı Lilith’in cinleri doğurduğundan bahsedildiği gibi. Bir diğer yandan mitolojik hikayeler içinde kürtlerin de yakından bildiği bir yılan kadın vardır. Kürt mitolojisinde yarı kadın yarı yılan olan bu kadın Şahmaran’dır.Şahmaran’a baktığımız zamanda, İnsanlığa her zaman iyilik yapan şahmaran’ın iyiliklerinin karşılığını katledilmek olarak aldığını görüyoruz. Şahmaran’da Lilith gibi özgür kadının kimliğini anlatan, sisteme karşı duran kadını anlatan bir hikayedir..Yine diğer bir başka Lilith versiyonu da Lamia’dır. Güzeller güzeli bir kraliçedir. Kimisi Libya, kimisi Frigya kraliçesi olduğunu söyler. O kadar güzeldir ki Zeus Lamia ‘aya aşık olur,Hera’nın kıskançlığına hedef olur.Hera Lamia’nın bütün çocuklarını öldürür,Lamia’nın mağaraya saklanmasına ve delirmesine neden olur.Tıpkı şu an halk arasında konuşulan ümmü sübyan gibi bebekleri yaşayan anneleri kıskanarak çocuklarını kaçırıp çiğ çiğ yediğinden bahsedilir.İstediği biçime girerek erkekleri aldattığı, kanlarını içtiği ve cinsel organlarını koparttığından bahsedilir.Eski Roma’da da delikanlıların kanını emen dişi cinlere bu sebepten Lamia denmiştir.Sonra İslam ve Kuran’da da öyle bir anlatılıyor ki Adem’e kibrinden secde etmeyen şeytan olarak gösteriliyor.Bunların hepsinin toplam kimliği acı gerçek ki bahsini ettiğimiz Tanrıça Lilith oluyor maalesef. O değilde şimdi birde Adem için yaratılmış ilk kadın Lilith neden kötüdür ve şeytanlık etiketini neden yemiştir diye bakmak lazım.Lilith’in aslında başlangıçta kötü biri olmadığını ve Adem’e kötü bir şey demediğini görüyoruz.Zorla kötülük Tanrıçası yapmışlar.Lilith;Kadının da erkeğin de ikisi de aynı topraktan yaratıldığı için eşit olmaları gerektiğini savunmuş ve erkeğin kendisinden üstün olmak istemesine bir anlam verememiş.Yalnız İslam’da ve Kuran’da yaratılmış insanlara Lilith öyle bir anlatılmıştır ki Adem’e secde etmeyen şeytan olarak anlatılmıştır.Bize Kuran’da betimlenen şeytanın ilk yaratılan kadın olduğu söylenmiyor.Topraktan yaratılmasına rağmen ateşten yaratılmıştır ve şeytanda bir melekti,secde etmeyince kovuldu diyerek basit anlatımla gösteriliyor.Oysa secde etmiyor dediği ; Kendisini Adem ile eşit görmesi, ona kat-i suretle itaat etmemesi, ve onunla sevişmek istememesi… Burada androjin yaratımın bir cinsellik meselesi var,çünkü aynı ruhu, aynı bedeni, aynı duyguları paylaşan bir bütün olan kadın ve erkektir Lilith. Allah bu şekilde yaratmıştır.Dolayısıyla sahip olduğu yaratım bunu kabul etmeyecek ve yatakta altta olmak ona aşağılayıcı gelecektir.Lilith’in suçu bu mudur ? Adem kendi istediği şartlarda cinsellik için ısrar ettiğinde ise Lilith Allah’ın söylenmemesi gereken ismini kullanarak büyü ile kaçarak onu terk etmesi. Yani sırf bu sebepten mi dışlanarak şeytan ilan ediliyor yaratılan ilk kadın.Bu bana topluma baktığım zaman hiç de yabancı gelmiyor.Ne var Ademde koca insanlığı bu derde bırakacağına azcık ılımlı olsaymış.Neymiş o baskın olma hırsı.Neymiş o ego.Haliyle Lilith bakmış bu ilişki imkansız hal alıyor,kendi arzusuyla cennetten çıkış parolasını kullanıp çekmiş,çıkmış gitmiş.Adem cennette yapayalnız kalınca Tanrıdan Lilithi geri istemiş.(Tipik Erkek kafası) Melekler Lilith’i getirememişler.(özgür kadın kafası)Buradan sonrası Adem’in kendi hatasının sonucudur.Lilith için artık çok geçtir,Kızıldeniz de cin kralı şeytanla çoktan çiftleşerek günde 100 cin doğurmuştur.Geri gelmeyen Lilith’e çocuklarını öldürmekle tehdit etmişler,ve tehditler de gerçekleşince çocukları öldürülen Lilith acısından çıldırarak Ademin soyundan olacak olan çocuklara zarar vereceğine and içmiştir.Ve Lilith o günden sonra Tanrılar ve melekler tarafından dışlanmıştır.Lilith’den umudunu kestiği için Adem’in kaburga kemiğinden daha itaatkar ve uyumlu olması için Allah Havvayı yaratmıştır.Vallahi ne yalan söyleyeyim Allah yaratmış donatmış da Adem aptalmış Lilith gibi bulmuşsun güçlü, akıllı, becerikli eşi gitmiş cin kralı iblise kaptırmışsın.Görüyoruz ki demek ki bugün bile güçlü, akıllı, becerikli kadınlar Lilith’e benzetildiği için bu sebepten sevilmez.Adem şeytana neyini kaptırmamış ki .Sen hatunu iblise kaptır sonra birde git çocuklarını öldürt.Sonra al başına belayı koca dünya sana olan kin ve nefretin bedelini bugün iyilik ve kötülük savaşı olarak senin soyun olarak cehennem denilen dünyada ödesin.Birde ahmaklık bir değilmiş ki sen güzelim cennetin içinde Ademin kaburgasından yaratılmış olandan ne beklersin ,Lilithin düşmanlığını kendi ahmaklığınla kazan,sonra Adem’in kaburgasından yaratılan Havva da Lilith gibi akıllı yaratımın hedefinde kalsın,Lilith’in oyununa gelsin ,bizlere gösterilen İslamda ya da başka dinlerde sunulan yasak elmayı yeme hikayesi aslında oradaki ağaç kozmik ağaç olan hayat ağacıdır,hayat ağacı aynı zamanda bilgi ağacıdır.Lilith ne yapmış etmiş Havva’yı regl döneminde Ademle cinsel ilişkiye girebileceği yönünde bu bilgiyle kandırmıştır.Burada ki elma aslında bilgidir.Yoksa bir elma yemekten cennetten kimse kovulmaz.Bunu yaşayan Havva ve Adem sonsuza dek Allah’ın huzurunda cennetten kovulmuş ve ölümsüzlük haklarını kaybetmişlerdir.Lilith her türlü kötülük unsuru olarak bilinse de ölümsüzlüğünü koruyabilmiş Adem ile Havva’nın ahmaklığını kanıtlayarak cennetten kovdurtmayı başarmış.Ah bu linç kampanyası o zamanda linç kampanyası varmış bak,sonuçları nerelere gelmiş 😁 aslında bana göre haksızlık etmişler Lilith’e .Ben olsam da Lilith’in yaptığının aynısını yapardım.Sırf yatakta Ademin altında kalmak istemedi, aşağılık bir durum olarak algıladı diye,kadın ve erkeğin özgür bütünlüğünü evrenin hakikat dilinin bir ifadesi olarak gördü diye bir kadına bu kadar zulüm edilmez yani.Tamam baş kaldırdıysa bırakın kendi evreninde yaşasın gitsin,ne diye çocuklarını öldürüyorsunuz,size ne .Demek insanda ki bu kan davası,kin,nefret,öfke,ego,hırs,üstünlük tantanası topraktan yaratılmış olmakla şimdi ki insanlara soy olarak bunlardan geliyor.Adem gibi topraktan yaratılmış bir kadın ama bir adı Lilith, bir adı ise Samael’dir onun.Lilith aynı zamanda bu yüzden kadın ve erkek bütünlüğünü de ifade eder. Aynı ruhu, aynı bedeni, aynı duyguları paylaşan bir bütün olan kadın ve erkektir o. Sonuçta androjen kimlik yani bu. Androjin insan yapısını bugün toplumda da görürüz – yani yarı kadın yarı erkek insan yaratılmışsın- o kadar güçlü, akıllı, becerikli, üretkenler ki bu yaratımlar, bunun bir de Lilith gibi tanrıça vasıflı olanını düşününce tanrılara bile kafa tutabilmesi normal bence, işin özü bu tür yaratımın baş kaldırmış olması sistemin işine gelmemiş.Görüyoruz ki Adem’in üstünlük ego hırsından başlamıştır bu durum.Bugün insan insana bile egolu ve üstünlük taslasa denge bozuluyor.Birde demezler mi hırs,kibir,ego şeytandandır diye.Ademdendir ademden o ego.😅 Yüzyıllardır kendi elleriyle icatladıkları şeytanı bir yere sığdıramamışlar.Konduramamışlar alıp Lilithe damgalamışlar.Adını dolandıra dolandıra yüzyıllarca kodlamışlar, kötülük olarak ya da tapınak fahişesi olarak etiketlemişler.Bedenini,aklını,sembollerini bozmuşlar sonra adına şeytan demişler.Bunun üzerinden birde dinleri icat edip şeytan korkusunu insanların içine ruhaniyetine yerleştirmişler.Görüyoruz ki şeytan durduk yere şeytan olmamış,şeytanı tutumunla yaptığın kötülükle sen şeytan yapmışsın.İlk kötülüğü Adem olarak sen yapmışsın.Allah şimdi seni şeytanınla baş başa bu cehennemde bu dünyada bırakmasında ne yapsın ? Bugün Havva’nın çocukları sırf eşitliği savundu diye bu kadar tehdit edilip çocukları öldürülmüş olsa Lilithden farksız davranmazlardı.Tanrıları bugün iktidar olarak yorumlarsak, iktidarlar da zaten her zaman karşısında güçlü, örgütlü, bilgili, yaratıcı toplum istememektedirler.. Böylece Lilith gibi güçlü insanı da yaratım evresinde güçsüz kılmak istemişler ve adına şeytan deyip geçmişler.Alın size ananız Havva demişler.Lilith’in kadın ve erkek bütünlüğünü savunduğunu söylemektense Adem’e secde etmemiştir,kendini daha üstün görmüştür diyerek transit geçmişler.Böyle yaparak da koca insan soyuna gizler,gizemler korkular hediye etmişler.Bunu saklayarak birde kardeşin kardeşle cinsellik yaşayarak mı çoğaldı sorusuna da sebep olmuşlardır.Oysa Lilith insanlığın yaratımında ki bir kilittir.Lilith’i saklayarak çok ayıp etmişler çok.

Lilith’in düşüncesini bazı kuru kafalar feministlik olarak değerlendirdikleri için kusura bakmayın o yeşermemiş bilgisizlikten kurumuş,ne söylendiyse bütün hurafeleri yemiş kuru kafalarınızı kaile almıyorum.Lilith, Şahmaran,Medusa,İştar,Ekhidna ya da Tiamat adları ne olursa olsun bu kadınlar bu gün hala toplumumuzda bir çok kadının ruhunda yaşamaya devam ediyorlar bilin istedim.Acaba kadın ve erkek bütünlüğünü savunan kadınlara Lilith diyememişler de bu sebepten mi şeytan denilmiştir bakın bu da tartışılır işte. Şeytan diye bir şey yok, o sizin içinizden dışarıya yansıyan kötülüğün geri dönüşümüdür, kendi yarattığınız yansımadır.İnsanın doğası eril ve dişil olarak bu bütünlük içinde şekillenir.Bugünde toplumda bunları savunmuyor muyuz ? Bütünlüğün bozulması insan doğasının da yarım kalması demek değil midir ?

Bundan mı yarım kaldı acaba insanlık, bundan mı evrilmedi de devrildi ?

Sorgulayın içinizde ki Ademleri ,Havvaları,Lilithleri derim.

Sevgiyle kalın.

Cansel Işık

Paylaş

Bir Ayrılık Şarkısı Seç

 

Misketlerim vardı benim,toplarım,topaçlarım.
Birde babamın verdiği harçlıklarım.
Kaybettiğimde; kulağımın dibinde patlayan annemin sesiyle başlardı hıçkırıklarım.
Yediğim zılgıtlar öğretti bana işte o kaybetme korkularının lezzetini.
Büyürken tanıştım Bergen anamızın acılarıyla ve öğrendim ölümüne aşkın acılı tadını.
Dedim ya çocuktum…Sonra kimi kaybetmekten korktuysam kaybeder oldum.
 
İyi kaybediyordum işte.
Neşe Karaböcek’in göz yaşlarında gördüm, kardeş kalleşliğiyle birleşen o  ihanetin soğuk yüzünü,
Ve bende öğrendim artık sevmemeyi.
 
Sınavlarda öğrenmiştim 1 ile 0’ın birbirine nasıl da yakıştığını.Yarı yıl tatilinde karnemde ikisini yan yana görünce, sanki iki aşık kavuşmuş gibi sevinirdim.
Sene sonunda 1 terk ederdi 0’ı.
Sıfırda kaybederdi  tüm değerlerini.Kalırdı dımdızlak ortada…Aynı benim gibi.
 
Nereye gitsem kaybederdim işte. Kaybettikçe çoğalır sanırdım ama büyüdükçe azaldı kulağımın dibinde annemin o zılgıtlı sesi.Çocukken sokakta oynadığım topumu,topaçımı kaybettiğim gibi  bir süre sonra kaybettim anneminde sesini.
 
Aylardan Nisan’ı çok severdim.Yine Nisan gelirdi.Kalması gereken herkes giderdi.Gidenlerin ardından yağmurlar yağardı,ben Nisan ayında kaybettim tüm sevdiklerimi.
 
Ferdi Tayfur başlardı ;
 
“Yine nisan yağmurunda ıslanacağım,
Yine sensiz bulutlarla dertleşeceğim,
Farkında olmadan üşüdüğümün,
Hasret ateşiyle kavrulacağım” derdi.
 
Gider ıslanırdım,Ferdi Tayfur’un Nisan yağmurlarında gözyaşlarımı saklaya saklaya.Ve kimselere gösteremezdim kayıplarımın çetelesini.Kaybetmekten utandım belkide kayıplarıma  ağlamaktan utandığım gibi.
Kaybettikçe sarılmayı öğrendim işte şarkıların nakaratlarına.Sarardı beni şarkılar, anne kucağı gibi.
 
Korkularım titreşirken,acılarım depreşirken,sevdiklerim bir bir giderdi.Ben babama dertlerimi utanıp da söyleyemezken, şarkılarda baba bellediğim adamlar çekti  işte kulaklarımı.
“Eyvallah Müslüm baba” dedim,Ferdi baba,Orhan baba derken bir imparator geldi taht kurdu şarkıların nakaratlarına.
Ve öğretti bana ağlata ağlata
Gidenlere “BİR TEK DİLEĞİM VAR,MUTLU OL YETER” demeyi.
 
İşte sevgili; kaybettikçe öğrendim mutlu etmeyi,
Mutlu ettikçe de kaybettim.
İllaki birinin mutlu olması gerekiyorsa o sen ol sevgili.
Haaa pişmanlık duyup da bir gün anarsan,
‘Nerededir, nasıldır,mutlu mudur’ diye sorarsan,
Bir ayrılık şarkısı seç, onu da İbrahim Tatlıses söylesin.
 
Tüm kaybedenler için…
 
Ama önce bizim için…
 
Cansel Işık/Manyakaşkıngelini
Paylaş