Etiket arşivi: Tayyip Erdoğan

Medya Deccali

Cem Uzan’ın bu  videoda yeni yeni anlatmaya başladıklarına hiç şaşırmadım,anlattıklarına hak veriyorum. Cem Uzan bana göre yaşadıklarının ağırlığından ötürü ve bulunduğu konum itibariyle bu videoda her şeyi anlatamıyor bile.

Aydın Doğan denilen hainin hünerlerini Star TV satıldığı dönemler duymuştum.O vakitler Kissinger ailesi Aydın Doğan’a ödenekleri perde arkasında verdi, ön panelde kanalın Aydın Doğan’a ait olduğu gösterildi.Aslında kanal Kissinger ailesinin kontrolündeydi. Maaşların dolarla verilmesi kararı alındı.Tüm ikinci sınıf,üçüncü sınıf personeller (bende dahil) işten çıkartıldı.Ama Türk Milleti bunları bilmediği gibi TV de olup biten yayın tuhaflıklarını, birilerinin medyayı  insanları devlete karşı öfke ve kin duygularıyla doldurmak niyetiyle kullandığını   anlayamadı.

Arka perdede Fethullah’ın parmağının olduğu her konu devlete ve Erdoğan’a  mal ettirildi, Fethullah’ın bu arzusunu bilmeden vatandaş televizyonlarda,İnternet de  gördüklerinden etkilenip devlete yüklendi..Ayrıca Aydın Doğan’ın o dönem sadece Cem Uzan’ın üstünde baskısı yoktu ki.Bir çok partide satın aldığı,korkuttuğu yönettiği beyinler vardı.Ve para karşılığı hizmet ettikleri…. Bunları tek başına yapmadı tabi ki..

Nasıl ki Fethullah Masonların Din üzerindeki Baronu ise Aydın Doğan’ da Masonlara çalışan Medya Baronudur.Aynı zamanda dini imanı para,kariyer ve etiket olan, vatan haini listesinde yer alabilecek yavşakların önde gidenidir. Arka perde de dönen bu olaylardan onun sayesinde halk zaten her zaman bihaberdi.
Bu nedenle ülkemizde Millet yerine illet olmasını iyi bilen, devşirmelerden,dönüşümlerden oluşan etnik Türk Milletine, bugün İnternet’te de olduğu gibi her zaman sadece sürü psikolojisinde ihtiyaç duydular.Bu görevi de bu ülkede bugüne dek layığıyla en iyi yapan,Masonlara ve Fethullah’a perde arkasında çalışan Aydın Doğan ve tayfasıydı.
O dönem medya da kimi lanetlediler ve kötüledilerse, halkın karşısında yüz kızartıcı duruma düşürdülerse bilin ki o kişi Mason örgüt sisteminin hedeflerine,hayallerine tersti ve onun kalemi Fethullah’ın köprüsünden medya üstüne Aydın Doğan tarafına ulaştırılır sonrada o şahsın kalemi kırılırdı.

Önce şok ceza ile siyasi hayatı bitebilir rezaletini uyguladılar,sonra ceza evinde hayatına karşılık anlaşmalar yapıp ceza evinden çıkarttılar,istedikleri gibi istedikleri kadar kullanmayı amaçladılar.
“Bu adam bizim umudumuz olabilir,bu adama dikkat etmek lazım,” diyerek ülkede ne kadar etnik kökenli vatandaş varsa onlardan Erdoğan için oy vermelerini istediler.Bir noktaya kadar destekledikleri yükselttikleri ve sonrada porno üstünden çeşitli şantaj ve tehditlerle sömürdükleri Erdoğan’ı enteresan bir gelişmeyle bir noktadan sonra çıkarlarına ters düştüğü için Firavun diye etiketlediler.
Çünkü Milleti Erdoğan nefretiyle oyalamak zorundalardı,buna örgüt sisteminde piyon politikası denir. Bu ülkenin ve bu ülkede yaşayan insanların medyalarla işte böyle böyle sıçıldı zihinlerine.
Bu 5000 yıldan fazla dünyada işleyen sistem; aynı zamanda alt devlet olarak, sadece Erdoğan’ı değil bizleri her dönem yönetmiş olan kişileri de  yöneten sistemdir.

Olur da halkımız gözünü açmazsa, yılanın başına ve hedefine dikkat etmek yerine, sisteme yem olarak kafesledikleri devlet liderlerini yuhalamakla zaman kaybederlerse,gidişatın her daim, her konuda 2023 e dek bu şekilde devam edeceğini unutmasınlar. Çünkü Arzı mevud planı için kazandıkları zaman ve ele geçirilecek yeni şahıslarla güçlenecekler,çeşitli bahanelerle, daha fazlasıyla bizleri işgal etmeye gelecekler.Bu durumda savaş kaçınılmaz olacak. 5000 yıldan fazladır çalışan bu sistemde kişiler değiştirilir, fakat misyon ve hedefler asla değişmez.Erdoğan giderse bu mesele biter mi ? 5000 yıldan fazladır örümcek ağı gibi işlenmiş bu örgütün “böl,parçala,yönet” sistemi sizce pes eder mi ? Etmez. Bence Erdoğan’ da pes etmemeli.
Erdoğan onların hedefleri için son piyondu, fakat şu an kullanılamaz hale gelip,onlar için artık yoldan çıkan,kendilerine kendilerinden öğrendikleri sırları koz olarak kullanıp,onları koltuk,konum ve misyon olarak sömürdükten sonra sürekli madik atan bir adam konumunda.Yani tabiri caizse ilk defa kendi besledikleri adam  başlarına bela olmuş durumda.Ben Erdoğan’ı ilk zamanlarda suçluyordum, çünkü öyle sunuluyordu ki gerçeklerden uzak olan zihnim kapılıyordu.Ne zamanki ” Gizli Dünya Devletleri” adlı kitabı okudum, Önce gündemden uzak kaldım. Sonra Fethullah’ın Amerika ile ilişkisini, Tayyip Erdoğan’dan önceki hükümetleri araştırdım, İngilizlerin İslam düşmanlığını ve arzı mevud derken, Kuran-ı Kerime kadar okuduktan sonra sistemi  çözdüm.

Bunu yüzlerce kez her yazımda söyledim yine söyleyeceğim ; Onları koltuk,konum ve misyon olarak sömürdükten sonra sürekli madik atan Erdoğan; Türkiye üzerinde de hem ülkemiz için, hem de kendi güvenliği sebebiyle parelel yapıya karşı almış olduğu tedbirlerle, sistem çıkarlarına tehlike arz ettiğinden ötürü  ülkesine karşı diktatör kimliğiyle öne çıkartılmış bir adam olmak durumundaydı. Olması gereken buydu. Çünkü 5000 yıllık sistemin planına göre Türkiye’den de Erdoğan’dan da kurtulmak zorundalar.Türkiye’den kurtulmak istedikleri için  Arzı Mevud planı kim gelirse gelsin yine devam edecek,bu plan için seçimle yeni gelenin üstüne de bir şekilde çok sürmeden çökecekler,onun yanına da bir şekilde sızmalar koyulacak.Çünkü vakit azaldı. Bunu kime anlatsam nasıl bir nefret ağı oluşturmuşlarsa artık insanlar ateş püskürmekte, mahalle karısı gibi “ama Erdoğan tek başına iktidar olmak istiyor,ama Erdoğan yolsuzluk yapıyor,ama Erdoğan’ın diploması yok, ama ama ama ama….sonsuz amalar.
Bu seçim süreci boyunca göreceğiz ki yine halk olarak kendi kuyumuzu kendimize kazdırma stratejisi uygulayacaklar. Daha önceki yazılarımda da belirtmiştim.Her tür medya sisteminde İnternet de dahil,kullanılan, kandırılan ve bu işlerin sonunda şuurlarının üstüne çıkamadıkları için sürü psikolojisine yenik düşen, düşünceleriyle,güttükleriyle,seçimleriyle mağdur olan yine halk olacak.

Artık lütfen gözünüzü dört açın.Seçim provokasyonu için servis edilen lanetleme,kötüleme amaçlı yazılı görsellerin İnternet üzerinde servis edilmesinin bir amacı var.Sanmayın ki aydınlık günler ve pırıltılı gelecek için,ülkelerini sevip savundukları için onları sunuyorlar.Bakın ben onlar derken düşman olarak muhalefet parti taraflarından ya da liderlerinden bahsetmiyorum.
Ülke olarak zaten 40 yıldır bu sistemi fark edemediğimiz için bu bokun içindeyiz. Yine bazılarımız halen bir çok şeyin farkında olamıyor.Her seçim öncesi futbol taraftarları gibi bilip bilmeden bir coşuyorsunuz, devlete karşı muhalefet olalım tamam haklarımızı bilelim,bize hizmet etmeyenleri sorgulayalım lakin bir şeyin de farkına varalım artık.Bizim haklarımızı ihlal eden Erdoğan değil, ettirenlerin farkında olalım.Bu kene gibi bize yapışmış kanımızı emen,ülkemizi rahat bırakmayan,yönetimimize sızmış alttan alttan ülkemize ahtapot gibi her koldan sarılmış,liderlerimizi kafesleyen bu sistemin farkında olalım…Mustafa Kemal Paşa’dan tutunda 1. hükûmetten  59. hükûmete kadar herkes bu sistemin kıskacında tehditlerle,suikastlerle,şantajlarla karşılaştılar.Erdoğan’ın bu durumu yaşaması ve Türk  toplumuna bunu yaşatması gayet olağandır yani.Artık her gün kanımız emileceğine,düşman meclis ve partilere sızarak yönetimimize müdahale edeceğine bir gecede ya batacağız ya çıkacağız,bu sistemden bir şekilde Erdoğan’la beraber kurtulacağız.

Büyük Britanya İmparatorluğunun zehirleyerek hasta adam konumuna getirdiği Osmanlı imparatorluğunu, her türlü işgale ve zorluğa rağmen Türkiye Cumhuriyetine dönüştürerek yeniden var eden Mustafa Kemal Paşa’dan sonraki tüm geçmiş hükûmetlerden bir çoğu bunlara  boyun büktüler.Boyun bükmek teslimiyettir.Bizi onlara teslim edenler ise geçmişteki  hükümetlerdir.

Şimdi 59 cu hükümetten 64 cü hükümete kadar bu örgütsel sistem tam deşifre olmuşken, bokun içinde çırpınarak da olsa aslında onların sistemini onlara giydirdiğimiz bir dönemdeyiz ,bu dönemler sonrası ülkemizi bu işlerde tecrübesi olmayan,şahsi büyüme hırsıyla kolay satın alınabilecek ve şantajla yönetilebilecek aciz kişilere teslim etmeyin .
Tabi bu noktadan sonra buna gücünüz yetiyorsa..

Gücünüz yetmiyorsa bu ülkenin bekası için sır gibi saklanan, sürprizle doğacak olan Kuvayi Milliye ruhunun hortlaması için dua edin.Kuvayi Milliye sistemi için çalışın.Yakındır zaten, ülkemizde sır gibi saklanan çalışmalar işte bu yönde.
Yan yana görünce tuhaf bulduğunuz,sunduramadığınız,anlamlandıramadığınız hakaret ettiğiniz bazı kişilerin işte bu konu üzerinde sizin bilmediğiniz birleşik bir planı var.
Ülkenin bekası için bu planın deşifre edilmemesi gerekiyor. Çünkü kendi ülkemizde ve meclisimizde halen muhalefet ayağına ortalıkta satın alınmış hain çok. Türkiye’nin aleyhine kullanmamaları için de alenen bilinmemesi gerekiyor. Bu plan halkımıza işte bu sebeple söylenmiyor, lakin idrakı sağlam olanlar ve perdesi açık olanlar bunu çoktan kaptı.

Particilik zihniyetinizi bırakın.Ülkenizi pasta olarak düşünün, 24 haziranda öfkenizle yapacağınız her seçenek Milletçe bu pastadan bir dilim kaybettirecek. Bana sorarsanız “sen olsan ne yapardın ?” diye,ben derdim ki ;

Bana düşmanımı iyi tanıyan,onlarla oturup kalkmış,onlarla yemiş içmiş,ve hatta onlara kullanıldıktan sonra onlar tarafından hain ilan edilmiş,onların sistemiyle ölüm emri verilmiş,5000 yıllık sistemle mücadele etmiş,düşmanımın yok etmeye çalıştığı adam gerek derdim. Çünkü esasında amaç Erdoğan değil ülkemiz yok edilmeye çalışılıyor,bu saatten sonra parelel yapıya ters gelen biri ülkemiz için idealdir.

Sıfırlanmış yeni bir isim, zaten 5000 yıllık sistemin piyonu olarak gelecektir.Bu durum Türkiye için zaman kaybından başka bir şey olmaz.

Gözünüzü açın;

Tamam mı Devam mı oyunlarıyla gaza gelip,seçimlerinizle pastanın dilimlerini parelel yapıya yediren bir ülke olmayın artık.

Ve Türkler hakkındaki şu hadisleri de hiçbir zaman unutmayın.

*Türkler size dokunmadıkça sakın sizde TÜRKLERE dokunmayınız. Çünkü , Allah”ın ümmetine vermiş olduğu bu mülk ve saltanat nimetini ilk defa bu Kantura Oğulları onların elinden çekip alacaklardır” ( et- Taberani)

*Yakın bir gelecekte Kantura oğulları (RUSLAR) ırak ahalisini ıraktan çıkaracaklardır. Sanki ben bunu gözlerimle görür gibiyim. Onlar kısık gözlü , yassı burunlu , değirmi yüzlü insanlardır (ebul-Kemal)

*”Ey Ali ! sizler beni asfar ( Ruslarla) çarpışacaksınız. Oysa sizden sonra onlarla asıl çarpışacak ( bir millet ) “İSLAMIN YÜZ AKLARI” uluları (TÜRKLER) gelir. Onlar öyle kimselerdir ki Allah yolunda cihad etmekten ; ne bir kınayanın kınamasından ve nede onların dedikodusundan asla çekinmezler” ( ibn Kesir )

*TÜRKLER size dokunmadıkça sizde TÜRKLERE dokunmayınız. Zira onlar çok sert ve haşin tabiatlı insanlardır (el-Cüveyni)

*Allah bu ümmete mevalilerden bir ordu gönderecektir. Onlar ata binmede Araplardan çok üstün silah kullanmada onlardan çok daha mahirdir. İşte Allah bu dini onlarla yeniden ihya edecektir! Çok yakın bir gelecekte Allah (C.C) ellerinizi (yurt ve yuvalarınızı) bazı yabancılar (TÜRKLER)’le dolduracaktır. Onlar aslanlar gibi cesurdurlar. Harpler de düşmandan yüzgeri edip kaçmazlar. İşte bunlar ; daha önce sizin harp ettiğiniz kavimlerle harp edecekler ve sizin ganimetlerinizi de onlar yiyeceklerdir. (harplerde aldığınız ganimetler bundan böyle onların eline geçecektir) ( et-Taberani)

Yüce Rabbim Britanya İmparatorluğunun şekillemiş olduğu İslamın değil de, gerçek Türk İslam Birliğinin hakkında hayırlısını versin.

Selametle kalın…

Cansel Işık/Manyakaşkıngelini

Paylaş

Haşlanmış Karnıbahar Kokusu

Atatürk’e bakınca yerden göğe kadar bir duygu kaplıyor beni.
Kusura bakma Kılıçdaroğlu ama sana bakınca da nedense sadece haşlanmış karnıbahar ve lahana kokusunu anımsıyorum.
Atatürk’ün Kemal ismiyle geldin de hani gerizekalı olmak lazım bunu yemek için.
Bir gitsen de yerine botanik kokulu bir adam gelse diyeceğim de maalesef artık gelmez.CHP sayende artık tasmalı.Gelecek olanda böyle bir durumda zaten piyon olur..
Fethullah’ın Deniz Baykal’ın yatağında ne kadar eli varsa senin de Chp ye gelişinde o kadar eli var.Kusura bakma ben yiyemedim huzursuz bağırsak ağrısı gibisin , bu kokularla da hiç çekilmiyorsun.
Nasıl bir şeysin biliyor musun ? Tıpkı bir zamanlar kendi eliyle oğluna gelin alan ve sonra da gelinine düşman olan kaynana vardır ya, hah o aklı fikri kin ve öfke de olan, oğlunun kuyusunu kazmak ve yuvasını yıkmak için yeni gelin almaya kalkan,yeni gelinle bir olup,taaa uzaklarda bile olsa, tele kulakla her boka karışan hain kaynana var ya, işte o hain kaynananın emrinde çalışan kuma gibisin.Evin baş geliniyle didişmekten öte gitmiyorsun.
Senin Atatürk’e varsa bir aşkın, varsa bir sevdan, Atatürk’ün düşüncelerini ve ilkelerini rehber almalıydın ama almadın.Götün sıkıştığında Atatürk ismine sığındın…Çünkü senin ki koltuk sevdası.Bugün Erdoğan’a muhalefet olmayı vazife belledin, koltuk aşkıyla da o göreve getirildin. Karşındaki bu isim Erdoğan olmayabilir, başka isimde olabilirdi.O ve sen yine aynı vazifeyle getirilecektiniz.Fakat tek bir gerçek vardı,senaryoya göre ikinizde aynı kaynananın gelini olacaktınız.
Aranızda gördüğüm tek bir fark var ki ; o da eski gelinin senden daha zeki ve akıllı çıktığı.Kaç yıldır koltuğunu sana kaptırmadı.O da gün oldu senin gibi kaynanaya saygısızlık olmasın diye onun yolundan gitti,ona itaat etti,dedim ya akıllı olunca akıl başka oluyor sessizce savaşıyor,ve sessizce elde ediyor,kaynana onu nereye götürdüyse kimle muhattap ettiyse hepsini hafızasına yazdı.Kim düşman ,kim dost,gittiği yol ne, yolların,şahısların hepsini ve misyonlarını itaat edermiş  gibi yaptı, bir gün lazım olur diye aklına yazdı.Bu arada onların sayesine cebini de doldurdu.Bu da senin zoruna gitti.Haklısın senin yerinde olsam benim de zoruma gider,aynı adama yıllarca çalıştın ama koltuk sevdasıyla hırsla bedavaya çalıştın.
Ne zaman ki kaynananın maskesi düştü, şaha kalktı eski gelinin canına kast etti, eski gelin kozları eline alarak ipini koparttı öğrendiklerinin hepsini kaynanaya ve onu destekleyenlere koz olarak kullandı.Bugün görüyorum ki kaynana eski gelinini bitirme projesinde halen seni kullanıyor.Eski gelin “ona inandım kandırıldım” derken bugün sen “kandırıldım ya da diğerleri gibi ellerine düştüm tehditle çalıştırılıyorum” gerçeğini bile diyemedin.Ülkeni ve milletini seven adam kusura bakma mevzuyu öğrendikten sonra kendini muhalefette olsa kullandırtmaz.
Atatürk’ün kurduğu partiye gelip de maskara ettin ya CHP nin itibarını, işte o karnıbahar ve lahana kokunla bitirdin. Ne zoruma gitti biliyor musun ? Hiç zeki değilsin,akıllıca manevralar yapamadın ve halende yapamıyorsun.Görüyoruz ki kırkayak tapınakçılarından aldığın son görevin de görev tahtasına yeni yazılmış,kadınları devlete karşı örgütlemek,devlete karşı baş kaldırtmak.
Senin tapınakçılara ve Fethullah’a kaldıramadığın başı biz kadınlar devletimize mi kaldıracağız ? ? Sende haklısın,yediğin tabağa pisleyemiyorsun,fakat ülke kadınlarını kullanarak vatanına pisliyorsun.Seni Deniz Baykal’ı kasetle bitirip Chp ye getirenlere tüm bağlılığını devam ettiriyorsun işte.Emir demiri kesiyor çünkü.Nasıl olsa kaybettin ya,okey masasında elinde çift okey olan adamı ne olursa olsun taşla diyorlar sana, sen kaybetsen bile biz kazanınca seni bağrımıza basacağız diyorlar..Arkandayız korkma diyorlar.Bir kaç provakatörle kadınları arkana vereceğiz diyorlar.
Şimdi onların şerbetiyle sen ve Atatürk’le alakası olmayan parelel çanakçıların diyorsunuz ki merttir kadın,evet kadın erkeğe benzemez…Haklısınız anneliği ona; acı çekmeyi de öğretti, korumayı da…Ve asla vazgeçmemeyi de… Varlığımız hiç umurunuzda değilken nasıl oldu da aklınıza geldik ? Evet başımız dik…Yüreğimiz büyük…Sesimiz çıkınca çığlık çığlık.Korkumuz yok…Lakin hayal kurarken unuttuğunuz bir şey var ,o kadar da aptal değiliz.
Ne tesadüf ki böyle bir ayaklanma örgütlenmesini yaparken de aaa tarihler öyle bir tarih gösteriyor ki Atatürk’ün Türk kadınına seçme ve seçilme hakkını verdiği o günün tamda 83. yıl dönümü.Bak sen şu ulvi aşka.
Sana tavsiyem; Erdoğan’ı devirmek için kadınların mertliğinin arkasına saklanmayın.Koltuk aşkıyla, Fethullah kumandasıyla Erdoğan düşmanlığını yaparken bari biraz akıllı olun.Bugüne kadar Devletin halkın nefretini kazandığı her vaka ön perde de Erdoğan etiketli gibi gözükse de, arka perde de Fethullah projesiydi. “Kadınları öne koyup arkalarına gizlenerek geldiler…Bu sefer gidişte, peşlerinde kadınlar olacak…” dediğiniz o kadınlar biz değildik. Akp yi kendi çıkarları için Erdoğan’a kurdurtan Fethullah’ın kandırdığı cemaat kadınlarıydı. Şimdi onlarda ak koyunun kara koyunun farkındalar.
Allah için Erdoğan düşmanlığı yaparken desteklenecek aklı başında başka bir alternatif adam mı bıraktınız ?Hepiniz gelmiş geçmiş partiler olarak sümsük olduğunuz için 40 yıl boyunca tapınakçılar alt devlete Fethullah’la gelip halkın haberi olmadan oturmadı mı ? Velev ki Erdoğan’ı kadınlar devirecek fikriyle hareket ediyorsunuz, Protestolar, mitingler, gösteriler için gaz veriyorsunuz da, devlete ve Erdoğan’a karşı yapılan bu ayaklanmalar bumerang gibi ülkemize geri dönmeyecek mi ? En ufak bir hava boşluğundan faydalanıp hamle yapacaklar, ülkemizi bitirecekler. Ne çabuk unuttunuz Arap baharını Tunuslu bir esnafın kendini yakmasıyla başlattığını ?
Orta Doğu’nun Arap baharının listesinde olduğumuzu unuttunuz mu ? Mısır mı olalım ? Irak,Tunus,Yemen,Suriye mi olalım ? Bu mudur kadınlardan beklentiniz ?
5 Aralık gibi bir günde kadınları Erdoğan’a karşı fişekleyerek neyin kafasını yaşıyorsunuz ? Biz Fethullah’ın götünden çoluğunun çocuğunun gelecek günleri ve meslekleri için  giden, çıkarcı kadınlar gibi gerizekalı mıyız her dediğinizi yapacak ? Bizi karıştırıyorsunuz .
Sizin ağzınız ne söylüyor ?
Cumhuriyetçi kadınlar partileri ve çıkarlarını değil vatanını,askerini,polisini, ve ülkesinin güvenliğini riske sokacak durumlar karşısında sadece ülkesinin çıkarını düşünür. Siz ülke çıkarını düşünseydiniz Deniz Baykal’ın pornografi komplosuyla CHP den uzaklaştırılmasını hazmedemezdiniz.Ben şahsım adına size güvenmiyorum.Sadece size değil parti cemaatlerinin alayına güvenmiyorum. Siyaset ve politika sevmediğim alandır, lakin hani aptal ve kör de değilim.
Atatürk ne demiş bak ;
“Dünyanın bize saygı göstermesini istiyorsak, önce bizim kendi benliğimize ve milliyetimize bu saygıyı hissen, fikren, fiilen bütün davranış ve hareketlerimizle gösterelim; bilelim ki millî benliğini bulamayan milletler başka milletlerin avıdır” (1923)
Son tavsiyem Fethullah’ın kıçını öpeceğim diye şu Milleti Erdoğan düşmanlığına örgütlemekten,sürüklemekten  vazgeç.Atatürk gibi düşün Milli benliğini bul, zaten av olmuşuz bari bizi dünya ülkelerine av yapmaktan vazgeç.
Hazır Erdoğan hepsine posta koymuşken Fethullah’ın kıçını öpeceğine Ülkemizin güvenliği için Erdoğan’ın arkasına geç ama parmaklarına hakim ol,bunu koltuk sevdan için değil bu sefer ülken için yap.
Cansel Işık/Manyakaşkıngelini
Paylaş

ZEDELENEN MANEVİ VE MİLLİ DEĞER

Yıl artık İnternet yılı. Günümüzde İnternet’ten etkileşim eskiye göre çok daha kolay.Okullara sokulan kitapla,dergiyle,fasiküllerle yada bölgesel misyonerlerle geniş bir kitleyi etkilemek bölgesel öğrenci tayfasını etkilemekten oldukça daha kolay..
Son yıllarda İnternet üstünde Müslümanlığı neden sapık bir dinmiş gibi gösterdiklerini bazı ayrıcalıklı zekalar daha önce kavramıştı.Fakat kavrayamayanlar İslam dininin sapkın bir din olduğu düşüncesine teslim olmuştu bile..
Bugüne kadar İnternet üzerinde yayılan yazılı görsellerle neden Şeriat-Kemalizm çatışması çıkarıldığını,neden alevi-sünni çatışması çıkarıldığını,neden Kürt-Türk çatışması çıkartıldığını,neden din elden gidiyor korkusu yaratıldığını,neden Atatürk düşüncesine saldırıldığını,ve neden Kuran-ı Kerim’in değiştirilmeye çalışıldığını ya da algısını yaratmaya çalıştıklarını,son yıllarda İncil ve Kuran-ı Kerimin dinlerin kardeşliği projesiyle neden kutsal kitap kuruluş ve organizasyonları altında, öğrenciler tarafından sattırılmaya çalışıldığını kavrayamayanlara bir kez daha bu video ile netleştirmiş olalım..
En basitinden Sevgi Erenerol’u düşünelim.Sevgi Erenerol adeta bir Türk aşığıydı.Dedesi Türk Ortodoks Patrikhanesini inşa etmesiyle bilinirdi,aynı zaman da da Türkçülüğü ile tanınırdı.
Sevgi Erenerol dedesinden aldığı milliyetçi damarıyla tam bir Cumhuriyet çocuğu olarak ‘Ne Mutlu Türk diyene “ülküsü ile büyüdüğünü kabul eden bir kişilikti.
Türkiye’ye döndükten sonra Patrikhanenin basın ve halkla ilişkiler sorumluluğunu üstlendikten sonra, dikkatimizden kaçmayan bir hususun; 1995 yılında Alpaslan Türkeş’in genel başkanlığı döneminde ‘Ya sev ya terk et’ sloganlı MHP’ye katılarak İstanbul milletvekili adayı olmasıdır.
Enteresan olan Sevgi Erenerol’un şahsına yönelik de iddiaların çokluğuydu. Erenerol’un 2006 yılının Ekim ve Kasım aylarında Genelkurmay Başkanlığı ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda misyonerlik faaliyetleri ve azınlıkları konu alan seminerler verdiği de saptanmıştı.
Yani Hrant Dink’in ölümünden tam bir yıl önce…
Ayrıca hatırlatmak isterim ;Türk ailelerine bir uyarısı vardı  ” 100 dolara çocuklarınızın okullarına karışıp dinini değiştirecekler,sizlere 100 dolar verip dininizi değişmenizi isteyecekler,okullarda çocuklarınıza bu hususta dikkat edin” dedikten sonra Sevgi Erenerol basın sözcüsü olduğu patrikhane için iddialarla Türk halkının önünde hain damgası yedi ve 26 Ocak 2008 tarihinde Ergenekon davasıyla tutuklandı.İşte bu tutuklamaların perde arkasındaki kimlikler saklandı da dönemin iktidarı ama şantajla ama tehditle bu amaçlar için kullanıldı.
Sevgi Erenerol’un tutuklanmadan önceki konumunu ve neden tutuklandığını kavrayabildiğimize göre,Uğur Mumcu’nun da  neden öldürüldüğünü  ve daha nice cinayetlerin de hangi amaca hizmet işlendiğini de izlediğimiz  videodan sonra anlayabiliriz.
Bütün bunlardan sonra gündemimize gelelim;
İslam ülkesi ve etnik bir millete sahip olan Türkiye de Fethullah’ın neden Müslümanlığı hedef alarak İslam dinini kullandığını,İşid terör örgütünün,Kuran’da geçen Allah’ın askerleri diye adlandırılan,siyah sarıklı kutsal orduyu neden taklit ettiğini videoyu izledikten sonra anlayabiliriz.
Gerçek İslam’ında aslında bu olmadığını,bu zamana kadar bizlere tuhaf fetvalarla yada şovlarla tiksindirme boyutunda sunulan sahte dincilerin de hangi amaçla çoğaldığını  (bknz; http://www.manyakaskingelini.com/?p=259 ) ve ne amaçlara hizmet ettiğini de anlayabiliriz.

Mesela şu resimde olduğu gibi, bu resim tamamı ile fiyaskodur.Akılları zorlayacak türden bir haberin yayılmasına hizmet etmektedir.Zaten “Din İşleri Yüksek Kurulumuzun böyle bir fetvası kesinlikle olmamıştır, olmaz, olamaz,Bu ahlak dışı sabotajın sorumluları en kısa zamanda adalete teslim edilecek” denilmesinden sonra burada da  şekilde görüldüğü gibi Diyanet işlerini alet ederek hain zihniyetin halkın zihninde karmaşa yaratmak amacıyla bir sabotaj eylemi yaptığını daha fark etmekteyiz.

4a78e7920a256d6f_480x270

Demem o ki bu tür İnternete sunulan dağıtılan akıla sığmayacak yazılı görselleri  tekamüle varmadan,ciddiye alıp İnternet de paylaşarak aslında bir çoğunuz farkında olmadan hain amaca hizmet ediyorsunuz.Akıla ters gelen yazılı görseli yükleyenin bilinçsizce yaptığı davranışı sosyal platformlarda çoğaltarak aslında subliminal mesajları dağıtmış, zihinlerle oynanılmasına müsade etmiş oluyorsunuz.Algı operasyonları daha çok tekamül yeteneğinden yoksun kesimlerde işlevini görür.Ve tekamül yeteneği çok alt seviye de olan bir Millet olduğumuz da bir gerçek.
Kötü günler atlatan Milletimizin 15 Temmuz 2016 da gördüklerinden sonra at izi ile it izini ayırt edebilecek zekaya sahip olduğundan ben oldukça eminim, fakat düşman stratejisinin nasıl ve hangi şekillerde işleyişini kavramak bambaşka bir olay.
İslam dini her ne kadar Avrupa ülkelerine hizmet amacı güdümünde yozlaştırılsa da bizim düşmanımız asla gerçek Müslümanlık ve İslam olamaz.
Lütfen gelecek nesiller için inançlarınızın yozlaştırılmasına,sizi siz yapan Milli değerlerinizin yok edilmesine müsade etmeyin.
Dininize ve İnançlarınıza sahip çıkın.Bizler İslam coğrafyasına sahip bir ülke olmakla beraber,demokratik-laik-sosyal-hukuk çercevesine sahip bir ülkeyiz.Cumhuriyetin,laikliğin,ve demokrasinin anlamını gayet iyi bilmekteyiz.Biz etnik kökenlerden bir araya getirilmiş Yüce Atatürk’ün önderliğinde birleşerek yaşamaya alışmış Türkiye Cumhuriyetiyiz.
Bizleri bu özelliklerimizden göze alarak yok etmeye çalışanların kim olduğunu ve yok etmek için hangi yollardan kimlere bağlı çalıştığının farkına varalım.
Bir dinci pekala sahte olabilir,dini yok etmek için cemaat önünde dini güzel söylemlerle süsleyip tarikatlaşarak bilinenin tam aksine arka perde de dini çirkinleştirecek eylemlerle şeytana hizmet edebilir.
Demem o ki;şeytana olan bu hizmetleri galip gelme hırsıyla asla bitmeyecek.Gelmiş geçmiş bütün ülke liderlerimize uygulanan bu sistem ne tesadüf ki Tayyip Erdoğan da patladı.Çünkü Tayyip Erdoğan diğer liderlerden farklı bir davranışla,zihinleri karıştıracak eylemlerde yer aldı.Yahudi ayinlerinde yer aldı.Ortadoğu projesinde eşbaşkanlık ünvanı aldı.
Düşmanını çökertmek istiyorsan onun kulvarında yürüyecek,onların renginde olacak ve onları onaylayacak,kaz gelecek yerden tavuk esirgemeyeceksin taa ki canına kast edeceklerini hesap ettiğin güne kadar halkının seni yuhalamasını bile ciddiye almayarak,bir bildiğin varsa susacak,aptal bir modeli oynayacak,vakti geldiğinde kendi çıkarlarınla ve ülke çıkarların doğrultusunda hareket ederek,rengini belli eden düşmanına bu zamana dek öğrendiklerini onlara koz mahiyetinde kullanıp hamle yapacak ve çökerteceksin.Nitekim gidilen yol buydu.
Tayyip Erdoğan kendi çıkarları için illuminati oyununda oynadı ve yılların hamlelerine tek bir hamle yaptı.Bu kurnazlık isteyen bir olgudur.Kabul edelim ki bu hain yapılanma geçmiş hükümetler de de mevcuttu.Geçmiş hükümetler istenilenlere göz yummuşlar ki 40 yıllık bir oluşum yapı yol almış.15 Temmuz darbesi kabul edelim ki geçmiş hükümetler de planlanmış olarak hayata geçseydi şimdi hepimiz birer Suriyeli gibiydik.Helak olmuştuk.
Şimdi akılcı düşünmek lazım.
Dinci kötü olabilir fakat din kötü değildir.
Biraz önce de dediğim gibi  “Bir dinci pekala sahte olabilir,dini yok etmek için cemaat önünde dini güzel söylemlerle süsleyip tarikatlaşarak bilinenin tam aksine arka perde de dini çirkinleştirecek eylemlerle şeytana hizmet edebilir.” dedik buradan yola çıkarak peygamberimizin DECCAL hakkında ki söylemine de bakarak bağlantı kurmalıyız.DECCAL den önce 40 tane dini kullanarak Müslüman kanı dökecek deccalcikler olacak deniliyor.O halde bizim sınavımız sadece Fethullah Gülen deccalciği ile bitmedi.Peygamberimiz Muhammed’in (S.A.V) dediğine göre  daha savaş vereceğimiz 39 tane deccalcik daha var demektir.
Pek tabi ki Tayyip Erdoğan da sonsuza kadar kalmayacak.
Millet olarak bugünlerden sonra tek başkan tek devlet sisteminde dikkat etmezseniz seçtiğiniz değilde,daha önce de olduğu gibi düşman ülkelerin loca kanalıyla seçtiği adamlardan biri gelebilir.15 Temmuzda tarihe geçen bir hikaye yeniden esarete dönüşebilir.
Bunun için “HÜR VE KABUL EDİLMİŞ MASONLAR BÜYÜK LOCASI”nın Türkiye üstündeki oluşumlarına,yapılanmalarına ve hangi alanlarda hizmet aldıklarına dikkat etmeniz gerekiyor.(bknz ; http://www.mason.org.tr/web/“)
Fethullah Gülen sadece Hür ve kabul edilmiş olanlarca,dinler üzerinde etkili olmak üzere seçilmiş olmakla beraber,bu oluşumların elindeki küçük bir kukladır.Bu küçük kuklanın bile potansiyelinin ne kadar geniş olduğunu,zincirleme sistemin hür ve kabul edilmişler tarafından maddi hususlarda desteklendiğini unutmamak gerekir.
Zihninizi çalıştırın,Gizli Dünya Devletlerince düşünüp empati yapın.
Bir ırkı yok etmek istiyorsanız gelecek yeni nesillerin zihinsel gelişimiyle oynamanız gerekir.Bunu eğitim sektörünü ele geçirerek yaparsınız.
Bir Milleti bitirmek isterseniz de önce bankalarını,sanayi sektörlerini,silahlı kuvvetlerini asimile etmelisiniz.
Bitirmek amacını güden eylem girişim biçimleri sadece bununla kalmıyor tabi ki sizinde bildiğiniz üzere..Particilik sistemi,seçim sistemi,ve daha bir çok alan..

Bunu yıllardır üzerimizde uygulayanlar işte Türkiye de yapılanan HÜR VE KABUL EDİLMİŞ MASONLAR BÜYÜK LOCASI dır.Fethullah Gülen oluşumunu yapılandıran destekleyen harita şeması da video da gördüğümüz üzere onlara dayanmaktadır.

Bir ülkenin silahlı kuvvetlerini düşman ülkeleri ele geçirmek isterse hain yaratmak ve beslemek zorundadır,o hain de seçilmiş FETHULLAH GÜLENDİR.Silahlı kuvvetler bu hainlerce değiştirilmiş ve amaca hizmet ettirilmiş olabilir, amaç zaten ülkemizin silahlı kuvvetlerini bitirmekti fakat bu demek değildir ki silahlı kuvvetlerin tamamı artık bir düşmandır.
Şu bilinen bir gerçektir;eğer bir dinci medyatikleşmiş ise medyatikleşmiş bir dinci illaki kötü çıkacaktır,gerçek bir din adamı diyanet başkanı haricinde hiç bir zaman TV de çoğunluğa hitap etme amacıyla kamera önünde şov yapmaz.gerçek bir din adamı Allah’ın yarattığı insanlara yardım eli uzatırken asla maddiyata dayanan hususlara değinmez.
Çünkü gerçek din kişinin Allah ile kulu arasındaki çizgidir.İnanmak ya da inanmamak kişinin kendi tekamülüne bağlıdır.Zaten Cebrail’in ilk vahyi getirdiğinde ki “oku” demesinin sırrı da burada yatar.
Bana göre yaşam aslında eşkenar bir dörtgenden ibaret.
TEVEKKÜL,
TEKAMÜL,
TEFEKKÜR,
TEŞEKKÜR.
Bütün bu kavramlardan, evrelerden geçip,kendimizi yanlış olandan korumamız, kendi duygu, davranış ve düşüncelerimizin farkında ve bilincinde olmamız gerekir.
Bir Milleti Millet yapan temel değerlerin başında Milli ve Manevi değerler gelmektedir.
Vatan, bayrak, kültür, dil, marş vb. gibi unsurlar Milli değerlerimizi ifade eder.Din ise, manevi değerlerimizi ifade etmektedir.
Dininizi ve Milli değerlerinizi zedeleyerek sizi yıkmak istiyorlar.
Demem o ki ; Kendi aranızda hain zihniyetin yaydığı yazılı görsellerden yola çıkarak,birbirinizin inançlarına ve Milli değerlerine hakaret edeceğinize lütfen bu değerlerinize gelecek nesillerimiz için Milletçe İnternet de de sahip çıkınız.
 
 Aslında her seferinde şu siyasete bulaşmak istemiyorum diyorum ama,bu siyaset değildi mevzu yaşadığım bu vatanın vatandaşı olmakla beraber ,ve ülkemde ki gelişmelerin ucu vatandaş olarak  bana da dokunuyorsa ki dokunuyor,ister istemez tarafımdan olup bitenler hakkında gözlemleyerek bilinçlenmek ve bilinçlendirmek  arzusu doğmakta.
Hele ki mevzu tamamıyla Milli iradeye dayanıyorsa ve ben bu ülkede yazan bir kalem isem; benim de bu konuda
Milli birlik ve beraberliği zedelemeden empati çerçevesinde kendi şahsi fikir ve zikirlerim ile söyleyeceklerim  olmalıydı ve oldu..
Zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkürler.
Selametle kalın.
Cansel Işık/Manyakaşkıngelini

Facebook'ta Paylaş

Paylaş

TEPİŞE TEPİŞE,DİDİŞE DİDİŞE SEVERSİNİZ İŞTE

11407126_1580903648851147_5677806256532494151_n

İşte böyle Türk Milleti, zaman tepişe tepişe didişe didişe sevdirir birbirinize sizi..Aşırı sağcı ve aşırı solcular kavga ederken malum parti neredeyse tek yönetimle tek partiyle işi götürecekti.Tuhaf bir seçim dönemi olan 7 Haziran 2015 de böyle garip ayyuka çıkmış  gelişmelerle  atlatmış olduk. Seçim sonuçlarında ki durumlar halkın başarısı denilse de lakin lambaya püf denilince de bu iş bitmiyor.Şimdi koalisyonun kucağına oturduk.Bu şöyle bir düşünüle dursun.Vardır bunda da bir hayır diyerek gelişmeleri göreceğiz.Zaten benim Parti denilince tarafımı belirleyebileceğim “işte bu parti benim düşüncelerime yatkındır idealdir” diyebileceğim bir parti oluşumu henüz yok.Türkiye de ki particilik sistemini Turgut Özal’dan bu yana bir güç bitirmek için çalışmalar yapıyordu ve ben particilik sisteminin o vakitten bu yana dejenerasyonunu bariz olarak algılayanlardanım.Bu sebepten ideal bir parti düşüncem yok.Bana göre partiler asimile oldu.

Bu durumların aslında lambayla da ampulle de ilgisi yok.İstenildikten sonra bir lamba söner bir fener yanar.Lambayı yada feneri taşıyan adamda önemli değil aslında.
Bu ülkenin sorunu bu zamana kadar bir lamba değildi,lambanın yanmasını sağlayan tek yürek olmasını bilemeyen halkımızın,emperyalist ülkelerin,üzerimizde çevirdiği oyunların bilincinde olmaması nedeniyle,yıllarca bilinçsizce en hassas damarlarından kan kaybedip durmasıydı..

Geçen gün bir köşe yazısında bir başlık gördüm kimin yazdığından ziyade başlıktaki hitap hiç hoşuma gitmedi..”Bu ülkenin esas evlatları AKP ve MHP diye” bir başlık gördüm böyle tahrikleyici başlık mı olur ? Bunlar provoke başlıklardır.
İşte sizler ön perdede,aşırı sağcı aşırı solcular, kaba saba kan dökerek kavga ederken, arka perdede alt devlet denilen sistem değişime uğrayıp dış devletler tarafından tasmalandı.Bunlar bir anda olmadı işte.Hepiniz gelişmeleri sayın seyirci olarak son 13 yılda izlediniz.Yarı anladınız yarı anlamadınız.Birbirinize ha bire sosyal medyalarda çıldırmış gibi çomak sokup can yaktınız.Bunlar sadece lambanın iktidarlığında da olmadı, gelmiş geçmiş iktidar olan her Hükûmet de oldu.


Sizler birbirinizi sevmeyip bu topraklarda birbirinizi yedikçe onların işine geldi.Çünkü stratejik savaşlarda ufak kıvılcımlar hedefe daha çabuk ulaşmayı sağlar.Siz birbirinizden nefret ederek bela okuyarak onlara istediklerini verdiniz hep.
Ve adını duyduğunuz bütün terör örgütlerini hiç bir zaman halk kurmadı,sizler kavga ederken alt devlet tasmalandı,sonra üst devletin yönetimi çok daha kolay ele geçirildi.Bu topraklarda yaşayan bu Cumhuriyetin çocuklarına nefreti,ayrımcılığı öğrettiniz.Kardeşçe yaşamayı öğretemediniz hiç kusura bakmayın,toplumsal cehalet boyumuzu aşalı çok oldu.

Bu topraklarda yaşarken itelenen ne kadar örselenen çocuk varsa sizlerin yüzünden kandırılıp kullanıldı.Ötelenmesini sağladığınız çocuklar yeryüzünden örgütlere,örgütlerden de gökyüzüne gidip hayallerindeki gibi kendilerini ifade edebileceği,dışlanmayacağı bir devlet kurdular.Avrupa birliği ve Amerikanın tasması altında kendi çıkarları için yarattıkları terör örgütüyle kendi bile baş edemeyen bir alt devletimiz var bizim.Evet evet yanlış okumadınız ALT DEVLET..

Yine işine gelenlere çıkarları için üst devlette ihaleci partiler kurdurup halkı birbirine kırdıran bir üst devletimiz var bizim.Evet aynen okuduğunuz gibi ÜST DEVLET.Hadi bunlara yalan diyelim mi? Diyemeyiz sizlerin bu öfke ve kininizin kontrolsüzlüğünün üstünden Avrupa silah ticaretinden ne paralar kazandı.Başkalarının para kazanmasını sağlayan öfkeleriniz var işte sizin.Ve ne yazık ki sayenizde sömürülen düşünceleri origami sanatıyla şekillenmiş memleketin mağdur çocuklarıyız hepimiz.
Birilerine gemicikler verilirken halk gırtlağına kadar borçta bırakıldı.Çünkü halk bunlara kafayı yoramayacak kadar çok çalışmalıydı,yıpranmalıydıki dış devletlerin projeleri böylelikle hayata geçebilsindi.

Sen Kürt-Türk çatışmasına polemiğe girdin sana PKK yı getirdiler nefretin dahada büyüsün diye.
Sen Alevi-Sünni çatışması polemiğine girdin Hizbullahı getirdiler.Nefretin dahada büyüsün diye.
Senin ifade özgürlüğünde ki hassasiyetini bildikleri için dilini yasakladılar yada dışladılar.Nefretin dahada büyüsün diye.
Sen Atatürk ve milli değerlerde hassas olduğun için seni yobaz bir kitleyle karşı karşıya getirip seni din düşmanı ilan ettiler.Nefretin dahada büyüsün diye.
Sen islam devleti olduğun için din elden gidiyor dediler Şeriat ve Kemalizm polemiğinde seni dininle,giyiminle sınav ettiler.
Aynı topraklarda yaşayan etnik kökenli vatandaş olmamızı kendilerine fırsat bildiler.İlerlemeni,gelişmeni rahat etmeni hiç istemediler..
Bu ülkede bir gerçek var istesen de istemesen de bu ülke bir Selanik göçmeni olan Atatürk tarafından kurulmuş kendisi bile Selanik göçmeni iken Ne Mutlu Türküm demiş.”Ne mutlu Selanikliyim diyene” dememiş.Ayırmamış kendini,seni,beni..

Kimi kendini bilmez misyonerler,halkı tahriklemek için  bu sözü ayrımcılıkla nitelendirse de sizler zaten birbirinizi içten ayırmış olduğunuz için bu lafın ayrımcılığa pek de bir katkısı olmuyor malesef.Böyle bir şey yok yani..
Atatürk bu sözüyle burası Türkiye Cumhuriyeti sizlerde benim gibi bu topraklarda diliniz,dininiz,inancınız ırkınız ne olursa olsun bu Cumhuriyette yaşayan Türk Milletisiniz demiş.Burası artık hepimizin demiş.
İşte bu ülkede bir gerçek daha var ki bu topraklarda yaşayan her köken, üzerinde yaşadığı vatanı toprağı benimserken nedense kimisi bayrağını benimsemiyor,kimisi ismini benimsemiyor,kimisi kurucusunu benimsemiyor.Problem tamda burada çıkıyor.
Bu topraklarda yaşayan Yörükler Türkiye Cumhuriyetine YÖRÜKİSTAN adını koymak isterse,Kürtler KÜRDİSTAN adını koymak isterse,Araplar ARABİSTAN adını mı koymalı yada Aleviler ALEVİSTAN mı koymalı ? Bu ülkenin isim sorunu yok ki Türkiye Cumhuriyeti Kürtlerin,Alevilerin,Göçmenlerin,Yörüklerin,Çerkezlerin,Arapların v.s yaşadığı bir ülke Türkiye.
Bu ülkenin içeriden virüslü tahrikler yüzünden kenetlenme sorunu var.Bunu fark etmemiş olmanız imkansızken şaşkınlık içinde kaldığım konuşmalara tanık oldum sürekli.
Sizler hiç bir zaman Millet olarak birbirinizi bu topraklarda istemediniz,deli çocuklar gibi kıskançlıkla kavga ettiniz,ayrımlar ayrımı getirdi evet ama,buna zemini ALT DEVLET sağladı çünkü istediği buydu sizlerin içindeki nefret ve öfke kontrolsüzlüğü dünyanın dilinde dolaşıyor,bu haliniz kullanıldı ve bu halinizden hiç utanmadınız.
Birde bir tezatlık vardı ki dikkatimden hiç kaçmadı;yıllar öncesinin eski örümcek kafalarının koyduğu tabulardan çıkıp, sıyrılıp birbirinize aşık oldunuz kız alıp verdiniz,beraber yediniz içtiniz,düğün dernek kurdunuz,torunlara torbalara,çocuklara sahip oldunuz.Siyasetin olmadığı yerde hastanızda yan yanaydınız,cenazeleriniz de yan yanaydınız,düğünleriniz de halaylı fiyakalı yan yanaydınız,devlet kurumlarında bir arada çalışıyordunuz.Dar zamanlarınızda ben hep yan yana gördüm sizleri.Demek ki isteyince birbirinizi seve biliyorsunuz.


Farkında mısınız siz ne zaman siyasete alet olup koyu sağcılar ve koyu solcular yüzünden polemiklere kapılıp kavgalara girseniz en hassas yerinizden karşınıza terör örgütü çıkarttılar ve hassas damarlarınızdan kan kaybettiniz.
Bu kafayla giderseniz misyonu ne olursa olsun daha çok terör örgütüyle karşılaşırsınız.
Unutmayın Milli irade uyanıp sokağa döküldüğünde birbirini bu topraklarda istemeyenler beraber biber gazı yediler,sen daha çok vatanseversin,yok ben daha fazla vatanseverim demediler,canları beraber yandı.beraber ağladılar.Ölürken hiçte ayrım görmediler.
Demem o ki partiler bu sistemde sadece birer piyondur.Ve sizin istemediğiniz ayrımcılığı onlar çıkarları için sadece hareketlendirirler.Bunun için provakatörler gereklidir.Provakatörler partiler ve düşünceler için hizmet eder.Yine partiler uğruna birbirinizi parsel parsel ayırıp dışlarsanız partileri ele geçiren asimile eden dış güçler kazanır siz halk olarak yine sadece kan ve güç kaybedersiniz…
Çünkü iktidara geçen her zaman alt devletin veziridir.Ne zaman ki tek başına padişah olmayı ister alt devlettekiler buna izin vermez.Çünkü alt devlet dış devletin tasması altındadır.Üst devlette alt devletin tasması altındadır.Sizler halk olarak sadece yardımcı oyuncusunuz.Kendi çapınızda konuşursunuz,kendi çapınızda bağırırsınız,kim olduğunuz umurlarında değildir.Sistemin işleyişine itiraz ettiğiniz an sistem sizi vatandaş haklarınızla birlikte yok eder.
Demokrasi lafta var ama, şimdiki demokrasi ön perdede halka sakinleştirici olarak verilen bir uyuşturucudan başka bir şey değil.Arka planda bu işler dış devletin alt devlete uyguladığı yaptırımlarla yürüyor.
Unutmayın kim olursa olsun Üst devletin koltuğuna partilerden seçilerek gelenler Alt devletin hizmetindeler.Alt devlet Türkiye Cumhuriyetinde yaşayanları yani sizleri tek tek ayırarak düşünüp hizmet etmez.Sadece halkın iradesiyle gelmiş gibi gösterilen kişileri dış devletlerin projeleri doğrultusunda besler,destekler ve sonra istenilenler yapılmazsa verdiklerini geri ister.İstediği verilmez ise de kendi stratejik oyunlarıyla sistemini uygulayarak alır.
Ve bu oyunlar her zaman halkın üstünde oynanır.
Özellikle bastırılmış,itilmiş dışlanmış kitleler,birbirini sevmeyen istemeyen etnik kökenler bu oyunda hedef alınır.O bölgede bölgesel olarak kan döktürülür,huzursuzluk çıkartılır.Herkesin rolü önceden yazılır.Bu yüzden seçimlerde bile hangi partinin Hükûmeti kuracağı önceden belirlenmiştir.
Arka perdede yaptırımlarla üst devletten alt devlet kanalıyla istenilenler böylelikle alınır.Alt devleti halk hiç bir şekilde göremez ve tanıyamaz.Buna halkın yetkisi yoktur..Üst devlet ise sizin seçtiğiniz adamdır.Fakat size hizmet etmek amacındayken sistem onu kendine hizmete zorlar.Can güvenliği yoktur,en yakınına emperyalist ülkeler tarafından,danışman konumunda ajanlar yerleştirilir..Bunun hangi parti yada hükümet olduğu önemli değildir fark etmez.Bunu yüce Atatürk Mustafa Kemal Paşa ya da yapmışlardır.Avrupa ülkelerinin çok yüksek derecede Türk ırklarından nefreti olmakla beraber,Avrupa birliği ve Amerikanın bizim yaşadığımız ülkeden ekonomik ve siyasi çıkarları doğrultusunda yaptırımlı hesapları vardır.
Nasıl ki dış devletler; islami demokrasi talebiyle insanları en hassas noktalarından doldurup kışkırtmayı becermişse,Tunus, Mısır, Libya, Suriye, Bahreyn,Cezayir, Ürdün,Yemen,Moritanya, Suudi Arabistan, Umman, Irak, Lübnan ve Fas nasıl ki bir bahar senaryosu ile devrim adı altında allak bullak edildiyse,
Türkiye’de ki birbirini sevmesini bilmeyen etnik kökenler için de bu bahar aktivitesi pek ala düşünülebilir.İçinizde ki o öfke ve nefret duygularından yola çıkıp işsizlik, gıda enflasyonu, siyasi yozlaşma, ifade özgürlüğü, kötü yaşam koşulları v.s üzerinden sizlere türlü senaryoların Türk Milletini beklemediğini kim söyledi ki?
Evet evet sen Kürt Müslümanım,Kürt Aleviyim,ben Türkmen Alevisiyim,ben Sünni Türkmenim,ben Ateistim diyenler atalarımız bu topraklarda bir millet oldu bir araya geldi ve sizler bu topraklarda doğup büyüdünüz yani sizler Türkiyelisiniz.Atatürk Türkiye Cumhuriyetini atalarımızla bir olup bizler için kurdu.
Bu yüzden işte böyle didişe didişe tepişe tepişe birbirinizi sevmeyi öğrenecek ve bu ülkeye sahip çıkmayı korumayı bileceksiniz..

Karışık kuruşuk kindar insanlarca yazılmış,tarihi uyduruk antolojik bilgilere saplanıp kalarak kin ve öfkenin meşalesini ateşlemeye gerek yok.Artık o kindar insanların zamanı değil,devir 80 li yılların çocuklarına devretti bu ülkeyi.
Bu ateşlemeler yüzünden millet olarak siz değil misiniz kan kaybeden ?
Tarihte ve geçmişte takılıp kalanlar,kin ve öfkesini atamayanlar geleceğe bilimle,ilimle aydınlık içinde varamazlar.
Tek yürek olmasını bilemeyenlerin bilmediği bir şey var hepimizin tek ortak yüreği iyi kötü yaşadığımız vatanımızdır.Başka vatanımız yok.Vatanın hassas damarları maalesef aşırı sağcılar ve aşırı solcular yüzünden zarar görüyor…Sizlerde böyle yaptıkça ülke için büyük bir tehlike arz ettiğinizin farkına varın artık.
Bugün Arap dünyasının başına gelenler gibi hassas damarlarımızdan biri yırtılsa sen,ben,o ve diğerleri sırasıyla elini üst üste koyup bastırmayacak mı ? O damardan akan kanı durdurmak için el ele verip ortak güçlerimizi kullanmayacak mıyız ?
O zaman nedir bu ülke de birbirinizi ötelemeler,iteklemeler,birbirine bela okumalar,birbirlerini istememeler,katletmeler ?

Manyadınız mı siz ?
Topluca kafayı mı yediniz ?

Cansel Işık/Manyakaşkıngelini

Facebook'ta Paylaş

Paylaş