Etiket arşivi: aşk acısı

FİRARİ ADAMLAR

FİRARİ copy

Firari adamların sevdalarını daha çok sever kadınlar.Firari adamlar adı üstünde çünkü hep kaçarlar,özlenmek onlara güç katar, hiç bir ustalık maharet yoktur aslında çünkü planlanmış değildir bu kaçış. Her şey kendiliğinden olur, sevilmek ister firari adamlar ama sevmekten de bir o kadar korkarlar, sevdiklerini hissettirdikleri an kırmızı bir çemberle deşifre olacaklarını sanırlar,düşündükçe de bocalarlar.

Firari adamlar için sevilirken aşktan kaçmak özgürlüktür.Her zaman böyle yürürler sevda yollarında, tek seveni yoktur onların, hiç kimse hissetmemelidir içlerindeki sevgi tufanını, firari adamlar kendi içlerindeki sevgiden de kaçarlar.Çünkü aşka yakalanmaktır hissedilmek. Firari adamlar hep korkularıyla hissedilmek isterler ve bunu da çok iyi başarırlar, korkuları onların kalkanıdır, onları korur. Düşünsenize “korkuyorum seni sevmekten diyen bir adam” düşünebiliyor musunuz ?

“Korkuyorum” diyen bir adamın karşısındaki yenilmesi, tüketilmesi gereken tek güç sizsinizdir. Oysa siz hiçbir şey hissetmiyorsunuzdur bile bu adama karşı, henüz içinizde bir tufan oluşmamıştır bile, işte o sihirli kelime “korkuyorum seni sevmekten”kelimesidir, sizi kamçılar ve firari adama doğru yüreğinizden bir yolculuk baslar.
Her gün ona bir adım yaklaşırken bulursunuz kendinizi, sorgularınız başlar, kıyasıya yanıtsız sorular. Etrafınıza bakarsınız öyle ya kim sevilmek istemez ki ? Peki etrafınız da kaç kişi “seni sevmekten korkuyorum” diyen bir adamın hayatında olmasını ister ? Hiç kimse istemez “sevsin beni korkmasın, ben korkuyu değil sevilmeyi hak ediyorum, ben korkulacak biri değilim “diyenleri duyar gibiyim.
Firari adamlar halinden memnundur, çünkü istediği ilgiyi fazlasıyla bulmuştur.Kendisine her gün bir adım yaklaşan kadına masumane bakışlarla “ben seni seviyorum aslında ama içimde bir virüs var, oldum olası bu virüsle mutsuzum, ben seni mutlu edemem sen benden daha iyilerine layıksın” der.Kadının daha iyilerine layık olduğu tartışılmaz tabi ki doğru söze ne denir.
Gel gelelim firari adamlar bir kadının hayır diyemeyeceği adamlardır, sevişmeyi çok iyi bilirler, romantizmi dibine kadar yaşatırlar, onlardan biriyle geçirdiğiniz vakitler de dünyanın en mutlu kadını olursunuz,o saatler ve günler asla bitmeyecek sanırsınız,aslında bu vericilikleri sizi sevdiği için değildir, aksine sizi bağımlısı haline getirmektir amaçları.Peki bağımlısı olursanız ne olur ?
Hayatınız da bir firari adam var ise ve çoktan bağımlısı olduysanız yavaş yavaş karşı koyamayacağınız bir enerji bitimi ile karşılaşırsınız.Enerjinizin bitişine dur diyemezsiniz sürekli onu kendine getirmek, gerçeği göstermek arzusuyla çırpınmaya başlarsınız.

Ve o her seferin de duygusal manada, tavırlarıyla size karşı çok dolu olduğunu hissettirir ,haklı olduğunuzu söyler.Bunları yaparken de çok sakindir,nefesi bile aşk kokar size.Her şeyin yoluna gireceğini dile getirirken kendinizi yine ona ulaşmak için yollara düşmüş bulursunuz.Oysa günlük rutin hayat devam etmek zorundadır.Bir aile yaşantısına sahipseniz ailenize karşı sorumluluklarınız vardır ,tek yaşıyor iseniz kendinize karşı sorumluluklarınız vardır.Bağımlısı olursanız bütün sorumluluklarınız sizi terk eder,gün gün diplere batarsınız.

Aslında işin özünde firari adamlar rutin hayattaki sorumluluklarınızı sizden daha iyi bilirler ve bunun içinde ilk baştaki yan yana gelişlerin sıklığı bir sonrakinde asla eskisi olmaz.Firari adamlar sorumluluk almayı da pek sevmezler, kaçışlarında ki ana sebep de budur.Bu yüzden kaçarlar,sevgiye doymaz küçük bir çocuk yaşatırlar içlerinde.Siz onun canı yandığında başını okşayan sarıp sarmalayan annesi olursunuz,hata yaptığında onu onurunu incitmeden seven, onu destekleyen babası olursunuz,beraber çakırkeyf olduğunuz rakı masasında dostu, sırdaşı olursunuz,sohbet ettiği bir ablası olursunuz,arayıp sormadığı zamanlarda ortadan kaybolduğunda, kenara çekildiğinde arayıp soran arkasına düşen ilgi gösteren kardeşi olursunuz ama asla onun ne bedenine,ne de kalbine sahip olan en başta bir kadın,bir aşk asla olamazsınız.

Nevrotik bir aşk acısı ile kendi başınıza bir çukurda boğulurken firari adam bu halinizi aslında uzaktan seyreder,fakat sizi bu durumdan çıkartmak için kılını bile kımıldatamaz. Çünkü iflah olmaz bir duruma girdiğini görür,dahada çok acı çekerek kendinden nefret eder, size daha fazla zarar vermemek adına da bir daha karşınıza çıkamaz.

Bazı kadınlarımızın vazgeçilmez tek ortak hataları genellikle bu tür adamlardan çocuk yapmaya kalkmalarıdır.Ya da yalan bir hamilelik senaryosuyla nabızlarını yoklamaya kalkmalarıdır.Böyle acizce bir teslimiyet firari adamları dahada uzaklaştırır. Üstelik sizi daha da aşağılık bir konuma getirerek sorunları çoğaltır.Firari adamları, sizdeki duyguların gerçekliğini kanıtlamak adına çocuk yapmaya kalkmanız, bu adamları dizinizin dibine bağlamanız için hiçbir zaman çare olmayacaktır.Çünkü firari adamlar genellikle çocuk konusunda şöyle düşünürler; “Ben Allah’ı da seviyorum ama görmüyorum,çocuk yaptığın an bil ki o çocuğu severim fakat bağrıma taş basar onuda görmem uzaktan severim” şeklinde size bu yolda yalnız kalacağınızı önceden yansıtan sözler sarf ederler..

Haa bu arada bunca açıklamalarımdan sonra firari adamların hiçbir zaman teslim olmayacaklarını da sanmayın.Onların teslimiyeti 50 yaşından sonra başlar,hayat zorlaşır,vaktiyle tercih edilen yalnızlık artık korku vermeye başlar.Hastalıklar baş gösterdiğin de bir başınalıkları içlerini acıtır.Hayatın acı gerçeğiyle o an karşılaşırlar, tek tek yüz üstü bıraktıkları, kendilerine aşık edip ağlattıkları o kadınlar akıllarına gelmeye başlar.İsterler ki o anda yanı başın da kendini en çok seven o kadın olsun ve ona bir tas çorba kaynatıp yalnız olmadığını hatırlatsın isterler.Ona bunu yapacak olan kadın kendini kendinden bile çok seven kadın olmalıdır.Artık dışarıdan yemek yemekten bıkmışlardır,yalnızlıklarını ütülemekten yorgun düşmüşlerdir ve kendilerine acımaya başlamışlardır. Bu davranış mod bozuklukları da işte böyle hazin bir sonla biter.Hayatlarının sonlarına doğru çok iyi bir adam olurlar, bir çoğu da vefalı ve sadık kadınlarımız sayesinde yalnızlıktan kurtulmayı başarır fakat bir çokları da herhangi bir huzur evinde yapayalnız ölür.

Hala beklemeye razı mısınız ?

Firari adamların hayatınızdan gidişleri ölüm gibidir.Hayattan gidişleri ise filim gibidir.Simsiyah zifiri gecelerde ıslak gözlerle dualar ettirirler size,o güne kadar unuttuğunuz Allah’ı bile hatırlarsınız onların sayesin de.Peki böyle bir durum da nemi yapılmalı ?

Halen soruyor musunuz ?
Önce kaybettiğiniz kendinizi bulun.
Her kim size acı bırakarak gittiyse içinizde ki kötü insanları affedin,azad edin ve hatıralarıyla içinizden atın.
Göreceksiniz içinizde ki temizlenen yer de çok geçmeden kendinizle karşılaşacaksınız.
Ve lütfen kendinizi bulduğunuz da kendinizi daha çok sevin.

Cansel Işık/Manyakaşkıngelini

kendini-sev

 

Facebook'ta Paylaş

Paylaş